Aile içi duygusal ve fiziksel şiddet 22 Haz 2023

Aile içi duygusal ve fiziksel şiddet, bireylerin sağlığını, güvenliğini ve ruhunu olumsuz etkileyen son derece ciddi bir sorundur. Fiziksel şiddet, bir kişiye yönelik kasıtlı saldırılar, darp veya yaralanma şeklinde ortaya çıkabilirken, duygusal şiddet ise kişinin kendine saygısını ve özgüvenini zedeleyen, sürekli eleştiri, aşağılama, tehdit veya manipülasyon gibi davranışlarla kendini gösterir. Bu tür şiddet, aile içinde güvenli bir ortamın sağlanmasını engeller, ilişkileri zedeler ve kalıcı psikolojik travmalara neden olabilmektedir.

Aile İçi Şiddet

Aile içi şiddet eğitim, kültür, gelir düzeyi, etnik köken ve yaş gibi olguları tanımaksızın gerek kent gerek kırsal yaşamlarda karşımıza çıkan bir problemdir. Aile içi şiddete maruz kalan kişiler,bunun olumsuz etkilerini yıllarca üzerlerinde taşıyabilirler. Bazı bireyler bunu dış çevreye yansıtmaya ve profesyonel destek alma konusunda çekimser davranabilir. Ancak bu doğru bir davranış değildir. Aile içi şiddete zamanında tepki göstermemek ya da sessiz kalmayı seçmek,ileride depresyon veya travma sonrası stres bozukluğunun yaşanmasına zemin hazırlamaktadır.Özetlemek gerekirse, şiddete karşı cevabınızı oldukça erken vermenizi tavsiye ediyoruz.

Aile içi şiddetin çocuğa etkileri, yetişkin bireylerde olan etkisine kıyasla daha kalıcı ve hassas olabilir. Çocukluğunda şiddete maruz kalan yetişkinlerde özgüven eksikliği, kaygı, öfke kontrolsüzlüğü veya içe dönüklük gibi problemler sıklıkla görülmektedir.

Aile içerisinde şiddeti en çok yaşayan ve en çok zarar görenler kadınlar ve çocuklar olsa da zaman zaman erkeklerin de kadınlardan şiddet gördüğü bir gerçek olarak kabul edilmelidir.

Aile içi şiddeti duygusal ve fiziksel olarak iki grupta inceleyebiliriz:

Duygusal Şiddet:

Duygusal şiddet, aile bireylerinin birbiri üzerinde kontrol sağlamak, yönetmek,üzmek veya rencide etmek için yaptıkları bir şiddet şeklidir. Eşlerin birbirine karşı eksiklerini ya da kusurlarını rahatsız edici bir şekilde sık sık söylemeleri, yargılamaları, yaşam konforlarını kısıtlamaya çalışmaları, hor görülmesi, aşağılanması durumları ve hakaret gibi söylemlerde bulunulması duygusal şiddete örnek olarak gösterilebilir.

Duygusal şiddetin bir türü de ebeveynlerin çocuklarına karşı uyguladığı şeklidir. Çocuğa sürekli başarısız olduğu söylenmesi, yaşamına dair kısıtlayıcı kuralların konulması, yargılanması veya diğer yaşıtlarıyla sürekli kıyaslanması birer duygusal şiddettir.

Fiziksel Şiddet:

Aile içinde genellikle erkeklerin eşlerine veya çocuklarına uyguladığı bir şiddet türüdür.Nadir de olsa kadınların da erkeklere fiziksel şiddet uyguladığı görülmektedir. Bununla birlikte, cinsel ilişkiye zorlama ya da cinsel anlamda uygulanan zorlayıcı fiziksel müdahaleler fiziksel şiddet kavramı içerisinde yer alır.

Aile İçi Şiddetin Nedenleri

Aile içi şiddetin nedenlerini üç kategoride inceleyebiliriz:

Biyolojik Sebepler:

  • Gerçekte var olmayan şeyleri görme, kıskançlık ve zarar görme korkusu eşliğinde belirtiler gösteren şizofreni rahatsızlığı,
  • Alkol veya uyuşturucu bağımlılığı sonucu gelişen şiddet eğilimi,
  • İnsanlara zarar vermekten çekinmeyen, suçluluk ve sorumluluk duygusundan yoksun ve suç işlemeye yatkın belirtiler gösteren pikopatik karakter bozukluğu,
  • Depresyon rahatsızlıkları sonucu gelişen öfke kontrolsüzlüğü.

Psikolojik Sebepler:

  • Bireyin çocuk yaşlarda aile içerisinde şiddete maruz kalması,
  • Aile içerisindeki iletişimin zedelenmesi ve sevgi, güven eksikliği,
  • Aile üyelerinin birbiri üzerinde kontrol veya hakimiyet kurma isteği,
  • Empati eksikliği,
  • Bireyin taşıyabileceğinden fazlaca maddi-manevi sorumluluk alması ve bundan kaçma isteği.

Sosyal Sebepler:

  • Bireyin büyüdüğü çevre içerisinde şiddetin normal bir davranış olarak kabul edilmiş olması,
  • Kadın kimliği üzerine yerleşen hatalı namus ve ahlak kavramı,
  • Bireyin sosyoekonomik olarak kötü ve şanssız bir dönemden geçiyor olması,
  • Kadını hor görmek ve üzerinde her hakka sahip olduğunu düşünmek.
  • İş ortamında, okulda veya sosyal yaşamda psikolojik şiddete fazlaca maruz kalan bireyin bunu ev yaşamına yansıtması.

Aile İçi Şiddeti Önlemek İçin Neler Yapılmalıdır?

Aile içi şiddetin önüne geçmek için toplumlara büyük görevler düşmektedir. Bu görevlerin hem eksiksiz belirlenmesi hem de aktif bir şekilde hayata geçirilmesi gerekmektedir. Topluma düşen görevlerin dışında bireylerin de kendi sosyal yaşamlarında daha fazla farkındalık kazanmaları ve buna boyun eğmemeleri şiddet vakalarını çözümlemek adına oldukça önemlidir.

Aile içi şiddeti önlemek adına neler yapılabileceğini şöyle sıralayabiliriz:

  • Gelenekselleşmiş ve hatalı değer yargıların önüne geçebilmek için bu konuda daha çok eğitim kaynağının oluşturulması,
  • Küçük yaşlardan itibaren başlayarak, ebeveynlerin çocuklarına karşı şiddet hakkında doğru yönlendirmeler sunması,
  • Toplumda bu konuda aktif örgütler kurulması ve bunun devamlılığının sağlanması,
  • Görsel haber kaynaklarında şiddet içeren ya da şiddete özendiren içeriklerin kaldırılması,
  • Görsel haber kaynaklarında şiddet içeren ya da şiddete özendiren içeriklerin kaldırılması,
  • Aile içerisinde şiddet yaşandığı takdirde, sessiz kalınmaması ve gerekli adımların atılması hususunda farkındalık kazandıracak bilgi kaynaklarının her yaştan, herkese ulaşabiliyor olması.

Konu ile ilgili terapi ve danışmanlık hizmetlerimize Çift ve Aile terapisi sayfamızdan ulaşabilirsiniz.

Image by Freepik