
Boşanma yası tutmak, evli kişilerin resmi olarak ilişkilerini sonlandırdıktan sonra geçirdikleri ve oldukça da normal karşılanması gereken süreçlerden biridir.
Boşanması esnasında veya sonrasında çiftlerden biri bu süreci oldukça zayıf, kızgın, kırılgan ya da öfkeli olarak geçirebilir. Buna istinaden çiftlerden diğeri de oldukça güçlü, kararlı ve serinkanlı bir şekilde boşanma sürecini tamamlayabilir. Boşanma sürecinin nasıl yaşandığı, bireylerin tamamen kişisel veya ruhsal özelliklerine göre değişkenlik gösterebilir. Bununla birlikte, çiftleri boşanmaya iten nedenler de bu sürecin nasıl yaşanacağını büyük oranda etkileyebilir. Örneğin; aldatılmak ya da fiziksel şiddet gibi çiftlerden birinin hayatında travma etkisi yaratacak bir sebepten dolayı boşanma gerçekleşiyorsa, bu olaylara maruz kalan kişi için bu süreç daha duygusal ve zorlayıcı geçebilir.
Boşanmaya karar veren çiftler, unutmamalıdır ki boşanma yası yepyeni bir hayata başlamak için yaşanması gereken bir zaman dilimidir. Ayrılan çiftler bu dönemde ilişkilerinde yaşanan tüm olayları, başından sonuna kadar tekrar gözden geçirirler. Kendi hatalarını, karşı tarafın hatalarını derin bir süzgeçten geçirerek hem kendilerini hem de karşı tarafa karşı yargılayıcı ya da suçlayıcı bir tutum içerisine girebilirler.
Boşanma Süreci Nasıl Atlatılır?
Boşanma süreci ve sonrası yaşanabilecek depresyon ihtimalini en aza indirgemek adına, çiftlerin en yakınlarından destek alması, onlarla sıkça vakit geçirmesi ve yalnız kalmamaları en etkin boşanma sürecini atlatma yollarından biridir. En yakın arkadaşlarla planlanan, dışarıda yemek yemek, kahve içmek, sinemaya gitmek veya şehir dışı gezileri gibi sosyal aktiviteler bireyi yalnızlık ve ayrılık psikolojisinden uzaklaştırarak, daha pozitif hissetmesini sağlayacaktır. Bununla birlikte, bazı bireyler yalnızlığı da tercih edebilir. Ancak bu yalnız kalma ihtiyacının çok uzun süreli olmamasına dikkat edilmelidir. Bireylerin bu yalnızlık sürecini tamamladıktan sonra eski yaşamlarına geri dönmeleri, yeni bir hayata sağlıklı bir şekilde devam etmeleri açısından büyük bir önem taşımaktadır.
Bazı çiftler boşanma sürecini sağlıklı bir şekilde, kendi başlarına tamamlamakta zorlanabilir. Bu aşamada profesyonel bir destek alınması, çiftlerin kendileriyle daha rahat bir yüzleşme yaşamalarına olanak tanır. Psikoterapi seanslarında, bireyler en yakın arkadaşlarına veya ailelerine bile anlatmaktan çekindiği problemlerini rahatlıkla anlatırlar. Bununla birlikte hem kendi davranışlarına hem de eşinin davranış ve tutumuna, daha tarafsız bir gözle üçüncü bir pencereden bakmayı öğrenirler. Boşanma sürecinde zorlanan bazı çiftler de Çift & Aile Terapisi’ne birlikte katılmayı tercih edebilir. Özellikle ayrılık sürecinde etkin ve açık bir iletişim kurmayı başaramayan çiftler, psikolog eşliğinde üç kişilik bir seans gerçekleştirirler. Çift terapilerinde kullanılan iletişim dili ve ilişkide uygulanan davranışlar psikolog tarafından açıkça gözlemlenir. Bu terapiler sonrasında çiftler ilişkilerine bir şans daha verme yoluna da gidebilirler.
Boşanma Yasının Süresi Kişiden Kişiye Göre Değişir.
Boşanma yasının süresi tamamen kişilerin özelinde incelenmesi gereken bir kavramdır. Bireylerin yaşadığı ilişki öyküsü, ilişkinin bitiş şekli ve kişilik özellikleri bu zaman dilimini belirlemektedir. Bu sebeple, boşanma yası süresi hakkında genel bir kanı sunmak oldukça yanlış bir tutum olacaktır. Bazı bireyler, bu süreci birkaç ay gibi bir sürede atlatıp yeni hayatlarına devam edebilirken, bazı bireyler de boşanmanın olumsuz etkilerini yıllarca içlerinde taşıyabilirler. Bu noktada kesin bir doğru olmamakla beraber; bireyler bu yas dönemini olağan bir şekilde kabul ederek yaşamalıdırlar. Çünkü bir ilişkinin başlaması kadar bitmesi de doğal bir süreçtir ve bu sürecin ardından üzülmek de sağlıklı ve insani bir tepkidir. Boşanma yası süreci ne kadar sağlıklı, bastırılmadan ve açık bir şekilde yaşanırsa, bireyler bir o kadar özgürleşir ve bir o kadar daha erken iyileşme yoluna girer.
Boşanma süresinde, içe dönük, dış çevreden uzaklaşmış ya da oldukça duygusal davranan bireyler profesyonel destek alarak bu süreyi daha sağlıklı bir şekilde değerlendirebilirler.
Boşanma Sürecinde Çocuklarla Nasıl Bir İletişim Kurulmalıdır?
Bu süreçte en çok dikkat edilmesi gereken husus ise, boşanmanın getirdiği negatif duyguları çocuklardan mümkün olabildiğinde uzak tutmak olmalıdır. Unutulmamalıdır ki, evlilikler bitebilir, ancak anne ve baba olmak asla sona ermez. Dolayısıyla anne babaların evli iken çocuklarıyla iletişimleri nasılsa, boşandıktan sonra da aynı özenle devam etmesi sağlanmalıdır. Çocuklarla birlikte yapılan sosyal aktivitelere devam edilmelidir. Ebeveynler tarafından çocuklara “Biz artık karı-koca değiliz, aynı evde yaşamayacağız ancak sizin anne ve babanız olmaya devam edeceğiz” mesajının açık bir dille ve göstererek anlatılması oldukça gereklidir. Bazı çocuklar her ne olursa olsun, boşanma sürecinden olumsuz etkilenebilir, anne veya babasını suçlayabilir. Çocukların daha az hasar ve daha bilinçli bir şekilde boşanmayı atlatma yolları arasında ise bir çocuk psikoloğundan destek alınmasını kesinlikle tavsiye edebiliriz.
Bazı çiftler evliliklerini sadece çocukları için devam ettirme yoluna gidebilir. Ancak bu hem çiftler hem de çocuklar için son derece sağlıksız bir seçimdir. Yapılan araştırmalara göre, sadece çocuklar için yürütülen evliliklerde, çocukların boşanmaya kıyasla olumsuz anlamda daha çok etkilendikleri gözlemlenmiştir.
Image by rawpixel com on Freepik